4/30/2014

Java

Bir bilgisayar mühendisinin hali budur arkadaşlar. 
Java yazılım diline aşığım ama C için aynısını diyemeyeceğim. 


Şu an hayatım "undefined reference" ile dolmuş durumda. 
Sinir oldum biraz. 
Iyi ki bu akşam ders çıkışı arkadaşlar ile buluşacağız. 
Sheldon MayDay'e gitti. Yarın öğleden önce dönmez. 
Bu arada Almanya'nın en başarılı bilgisayar mühendisi seçildi. 
Üniversitenin sitesinde boy boy fotografı var. 
Iki metre boyda sorun değil. Ha ha cok güldüm. 
Dün dalga geçtim. 
Şöhret ile birlikteyim de haberim yokmuş dedim. 


Yalnız

Kantinde tek basına yemek yemekte hic hoş degil. Hic degilse bu gun aç kalmadım. Bu yunanlar işini biliyor ha. 

Tavuk göğsünü ince ince dogra. Bol baharat ile pişir. Yanına cacik ve patates kızartması. Al sana Gyros. 

Dostlar Alisveriste Görsün

Bir cok takip ettigim bloglara bir sürü yorum birakiyorum.
Okunduklarini hissetsinler diye.
Takip edenlerden bir kaci yorum birakiyor.
Gerisi kayiplarda.
Aliniyorum bir kere.
Ben onlara zaman ayirip okuyorum, onlar neden karsiligini vermiyor diye düsünüyorum.
Sonra burasi al gülüm ver gülüm degil diyorum.
Okuyan okur, okumayan okumaz.

Biraz bunalim takildigim dogrudur.
Bazi günler hic benlik degil.
Bu gün olmadigi gibi.


Korkular

Icimde ki korkulari yenmek istiyorum.
Ne bir insana bagli olmak,
ne de kurdugum bagi koparmak.

Bir gece evde olmadigim icin aglayan anneme bir gün gercekten belki de gitmem gerektigini anlatabilmek istiyorum.
Ki benim annem duygularini göstermeyen bir kadin nasil oldu da "özledim seni dün aksam. Agladim. Baban da bir hos oldu" dedi.
Icimden bir sey koptu.
Gitmek istemiyorum bir yere,
gitmek istiyorum kendi yuvama.

Rahat rahat yazi yazmak istiyorum.
Yazamiyorum. Tikaniyorum.
Hep bir görürler korkusu,
duyarlar okurlar telasi.

Bir cok konuda kardesimin bile benden akilli oldugunu hissediyorum.
Mantigimin dugyularimin önüne gecmesini diliyorum ondan sonra.

Senin o cocukla bir iliskin mi vardi da öyle seyler dediler diye sordugunda evet vardi demek isterdim.
Diyemedim.
Basima bela acacak buda.
Tipki sigara ictigimi fark ettiginde yok icmiyorum dedigim gibi.
Ben artik buradayim.
Sen neredesin, okuyor musun bilmiyorum ama, ben yaziyorum.

4/25/2014

Iki kilo daha

Iki kilo daha gitti diyebilirim, gidiyor, geri geliyor. Kafasina göre takiliyor.
Ama ben sebzeli yemeklere devam ediyorum cünkü cok seviyorum. Nadir olsa da pilav cekiyor canim.


Bu aralar bol bol yapip yedigim yemekte bu. Kafama göre iki kabak,  bir patlican, bir kirmizi biber, bir tutam maydanozu dograyip tavada biraz su ve cok az yag ile pisiriyorum. Ocaktan almadan da cok az tahil ekleyip tekrar bir karistiriyorum.
Yanina da bir kac kasik yogurt. Oh afiyet olsun.

4/24/2014

Gül Kokusu

Ben bu gün aslinda cok kisa da olsa ugramistim. Tam gidecektim ki nereye bu gün babamin dogum günü dedi. Bende kaldim.
Sonra babaanne ile yemege gittik. Sekseninci dogum gününü kutladigi yere.
Biz oraya vardigimizda bizi bekliyordu babaanne. Beni de görünce sevindi.
Bu aralar yediklerime dikkat etmeye calisiyorum. Daha cok sebze agirlikli beslenmeye calisiyorum. Bu yüzden bu yemegi sectim.


Pirasa ile bezenmis ve sadece mantardan olusan köfte. Yanina da biraz pilav.

Sonra eve döndük. Ve aslinda hic ayaga kalkmak istemeyen köpekler ile yürüyüse ciktik.
Solda ki Alba. Kendisi bana asik. Bende onu cok seviyorum. Bu gün Sheldon onun tasmasini benim elime verdi. Her sokak basinda otur Alba dedikce oturdu ve arabalarin gecmesini bekledikten sonra gel Alba demem ile yürümeye devam etti. Beni ara sira da olsa dinliyor sag olsun :)

Sonra bahcede ki masayi süsledi Sheldon'un annesi. Stefan'in dogum günü var diye kaynana adayimin kiz kardesi ve annesi babasi da geldi. Bahcede oturup kahve icip pasta yedik.
Almanya bu gün güzel hava gecirdi. 24 dereceyi gördüm efendim.

Insanin kendi evi gibisi yok herhalde. Bizim kendi evimiz yok ama bu duyguyu sevgilime gidince yasiyorum.
Bahce baharin da getirdigi güzellikler ile dolu. Rengarenk.
Burasi da Sheldon'un odasi. Manzaraya bayiliyorum.

Sheldon Potsdam'a gittiginde bana oradan ufak bir hediye almis ama vermeyi unutmus. Unutkan sevgilim. Teyzesi "begendin mi?" diye sorunca aklina geldi ve bana hediyesini verdi. Gül yapraklarindan olusan bir Likör diyelim. Icinde de cayini tatlandirman icin sekerler bulunuyor. Simdi sekerlerden bir tanesini cayima attim ve gül kokusu yayildi tüm eve. O kadar güzel ki anlatamam.



4/16/2014

Kilise Canlari

Haftasonu Sheldon ile katildigimiz dügünde herkes sizin dügününüzü dört gözle bekliyoruz dedi.
Türk-Alman karisik bir seyler olacak.
Kizlar kina gecesi görme hevesinde.
Ben ise "daha evlilik teklifi almadim, size ne oluyor?" desem de, Sheldon'un bir arkadasi "oda yakinda gelecektir" dedi.
Zaman hizla ilerliyor. Günler günleri kovaliyor bu iliski denilen güzel seyin icinde.
Iki bucuk sene olacak neredeyse ve ben kendimi evlilik hayallerine kaptirmis degilim aslinda.
Arkadaslarimiz evlendikce üzerimizde ister istemez bir baski mi olusuyor onun da farkinda degilim.

Kilise de mi evleneceksiniz diye sordular bir de. Yok canim daha neler dedim. Alman dügünlerine katilmama, kilisede onlar ile birlikte kutlamalara katilmama seviniyorlar. Cünkü baska birisi yapmazdi belki, bu kadar acik görüslü olamazdi diyorlar.
M.'nin kiz arkadasi hic bir eglence katilmiyor mesela.
Kiz Alman olmasina ragmen, ne bir davete icap ediyor ne de arkadas ortaminda bir yere yemege gittigimizde geliyor. M. her zaman yalniz kaliyor.
Herkes bu durumdan sikayetci.
Gecen sene katildigimiz bir dügüne tesrif etti hanim efendi. Aksam yemegin ortasinda kalkti gitti. Basi agriyormus. Ki Almanlar da yemek siparisi ve tüm organizasyon gelen misafir sayisina göre ayarlaniyor.
Davetiye ile bir cevap kartpostali gönderiyorlar.
Bu kartpostala yaziyorsunuz, kac kisi geleceginizi ve yemek konusunda özel bir isteginizin olup olmadigini.
Hanim efendi her ne kadar o kadar insanin arasinda fark etmesede hem M.'nin aksamini hemde onun icin özel organizasyon yapan ciftin aksamini mahvetti.

Demem o ki. Ben durumumdan memnunum. Iliskim icin yeterince öz veriyi gösterdigime inaniyorum. Iki farkli kültürden bir araya gelen insanlarin isinin iki kat zor oldugunu düsünüyorum.

4/14/2014

Blogum da ne isin var senin

Felancanin birisi benim blogumu hacklemeye calismis :( Bu sabah saat dokuz bucukta Michigan USA'dan birisi hesabima giris yapmaya calismis ve basarili olamamis. Simdi sifremi degistirdim. Bana bir bildirim maili geldi.
Sana sesleniyorum. Ne isin var lan benim blogum da? Zaten agiz tadi ile surada iki satir yazamiyoruz.
Bir de sen haklemeye calisiyorsun. Ne yapayim yani, alip basimi buradan da mi gideyim? 

4/05/2014

...

Dün Sheldon'un bu sıralar okul nedeni ile Yeni Zelanda da bulunan kız kardeşinin doğum günüydü. Babaanne o olmasada yinede C.'nin şerefine buluşup yemek yiyelim demiş beni de unutmamış, sağ olsun.
Tren ile gittim. Çok şirin bir restoranda yemek yedik. Adı Polers Häusje.


Sonra masamızın fotoğrafını çekip C.'ye gönderdim. Almanya ile Yeni Zelanda'nin arasında 8 saat fark var. Yani orada Pazar sabahı olmuştu. C. hemen mesaj attı. Afiyet olsun. Çok mutlu oldum. Öpüyorum hepinizi diye.