6/29/2013

Ciğer

Gezi'nin direndiği günlerde Facebook'ta yoğun paylaşımlarda bulunmuş, bazı arkadaşlarımdan uyarılmış, bir çok arkadaşımdan da destek almıştım.
İki gün önce akrabam olan birisi tarafından eklenmistim, fakat ben ekleyenin profil sahibi olmadığını tahmin ettiğim için kabul etmedim.

Size bu yazımda (bknz. yazı) ciğersiz bir adamdan bahsetmiştim. işte bu isteği gönderenin adı bu cigersizin yeğeninin adı olduğundan, yeğeninin değilde, onun beni eklediğini tahmin ettim.
Neyse biraz önce bu kisisden mesaj aldım - sen ne zaman solcu oldun yada komünist? - diye.
Bende hemen adını söyleyip senmi yazıyorsun, yine mi sen diye atarlandim.
Kolumda ki dövmenin resmini görmüş, kalkmış bana eğer ki o dövme gerçek ise boy abdestim geçmezmiş ve cenabet gezermisim diyor. Hay bin sabır. Cehaletin buradan belli işte, senden ahlak dersi alacak değilim dedim ve yeniden blok çektim.

Ben bundan sonra Facebook'ta hiç bir paylaşım yapmayacağım herhalde. Yada yaptığım her paylaşımı kime yayimlayacagimi bin kere düşüneceğim. Sinirlerimi tepeme çıkardılar akşam akşam. Allahım sen sabır ver.

6/26/2013

Rüyalar

Dün akşam Pia ile Whatsapp'tan biraz evlilik hakkında, ilişkiler hakkında sohbet ettikten sonra ben bu gece acayip bir rüya gördüm. Pia'nin da dediği gibi kıçım açıkta kaldı herhalde.
Rüyamda Sebastian gözümün önünde bir başka kadın ile evleniyordu. Üniversiteden arkadaşlar ile her ne hikmetse bende düğünde bulunuyordum ve olan biteni idrak etmeye çalışıyordum.
Arkadaşım İ. Sebastian'a neden böyle bir karar verdiğini ve nasıl olurda aniden başka biri ile evlendiğini soruyor.
Sebo'da maddi durumun çok önemli olduğunu ve gelinin eğitim düzeyinin iyi olduğunu ve iyi para kazandığını söylüyor.

Ben aval aval bakıyorum Sebo'nun suratına. Ne diyorsun oğlum sen ya, ben bilgisayar mühendisiyim, aylık kaç para alacağımı sen biliyorsun diyorum kendi kendime.
Sonra birden kendimi Sebo'nun evinde mutfakta buluyorum. Annesi ve kız kardeşi üzgün bir surat ifadesi ile masada oturuyor. Düğünde yoklar.
'Nasıl olur, neden başkası ile evleniyor oğlun?' diye soruyorum annesine.
Annesi üzgün bir şekilde 'bilmiyorum ki, çok iyi anlasiyordunuz, hiç kavga etmemişsiniz ve zaten çoğu zaman sadece yazışarak anlasiyormussunuz' diyor. Kafamı anlamsız bir şekilde sağa sola sallıyorum.

Sonra aniden yine dügündeyim. ışınlanma sadece rüyalarda oluyor, biliyorsunuz :)
Düğünde Sebo'yu bir kenara çekiyorum ve 'sana anlam veremiyorum. Beni sevmiyormusun?' diye soruyorum.
'Sevmiyorum' diyor fakat yalan söylediği gözlerini gözlerimden kaçırdığından belli oluyor.
'Yalan söylüyorsun' diyorum ve boynumdan bana hediye ettiği kolyeyi çıkarıp eline veriyorum.

O an uyandım ve ilk isim boynuma elimi atmaktı. Kolyem boynumda duruyordu ve gülümsedim.
Sonra bu sabah Sebo'ya mesaj attım, dedim böyle böyle. Dedi 'ne acayip rüyalar görüyorsun öyle.'

Kıçı açıkta kalmış Su'dan size selamlar efendim :)

6/25/2013

Kadin ve Adam

Adamın ders verdiği sınıfın kapısında bekliyordu kadın.
Her hafta olduğu gibi yine gecikmişti adam.
Havaların da sıcak olmasıyla beraber açık duran kapıdan öğrencilere görünmemek için biraz uzakta duruyordu kadın.
Saatine bakıyor, treni kaçıracağım, beş dakika görmek için nelere katlaniyorum diye geçirdi aklından kadın.
Sınıftan dışarıya bakan öğrenci kadını fark edince içeride bulunan bir bayana 'kapıda çok güzel bir kadın bekliyor, seni mi bekliyor?' dedi.
Genç bayan kafasını çevirip dışarıda duran kadına baktı, 'Hayır, tanımıyorum' dedi.
Kadın dışarıdan sınıfa gülümsedi.
'O beni bekliyor' dedi adam.
Yüzünde gülümseme, göğsünde bir gurur.
Öğrenci gülümsedi. 'Tabi, bu kadar güzel bir bayan beni beklemeyecek ya' dedi.
Ders bitti, sınıf dağılmaya başladı.
Öğrenci kapıdan çıkarken kadına 'sizde mi bilgisayar mühendisisiniz?' diye sordu.
'Olacağım, az kaldı' dedi kadın.
'Umarım bende sizin gibi güzel ve zeki bir kadınla tanışırım' dedi öğrenci.
Kadın gülümsedi.
Adam sınıftan çıktı kadının elini tuttu, öğrencilere 'haftaya görüşürüz' dedi.
Kadın adamın ilk göz ağrısı.
Adam kadının ilk büyük kalp yangını.

Evlendir/me


Ay canım sen oraya giderken hiç aynaya baktın mi, ben bu kızın yanına yakisiyormuyum diye?
Evde kaldığım günler televizyonda ister istemez çalışma köşemde evlendirme programlarına gözüm takılıyor da, kendi kendime soruyorum bu adam/kadın buraya gelirken talip olduğu insana kendini nasıl yakıştırdı diye.
Annemin de dediği gibi, biri çirkin, biri güzel.
Biri yakışıklı, biri yüzüne bakılmaz. Ne olur güzel güzele düşsün der. Güzellik bakan gözdedir tabi ki de, sen otur oturduğun yerinde anacım be.
Ay çok fenayim, ama çıkıp gelen insanların ondan besine en az, ay bu kendini nasıl yakıştırmış buna piuhhh diyorum.

6/24/2013

Kadin ve Adam ve Dedikleri

Kapıyı akşamdan açık bırak o zaman dedi kadın.
Tamam açık bırakırım dedi adam.
Belki erken saatlerde gelir yanına uzanırım dedi kadın.
Bunu kaç kere denedin, başka zaman o kadar geç kalkıyorum senin geleceğin günler erkenden uyanıyorum dedi adam.
Olsun bir kere başarmıştım dedi kadın.
Sen uyurken yanına uzanıp seni seyretmek güzel oluyor dedi kadın.
Gülümsedi adam.
Kadının saçını kokladı, kapıyı açık bırakacağım dedi tekrar adam.
Bunu da yazarsın sen dimi günlüğüne dedi adam.
Seninle ilgili her şeyi yazıyorum dedi kadın.
Yazdığın hiç bir kelimeyi anlamıyorum bir gün oturup tek tek hepsini bana cevireceksin dedi adam.
Ne çevirmesi sana ana dilimi öğreteceğim dedi kadın.

6/23/2013

Ren Nehri Kenari Güzel Bir Aksam

Dün sevdiğimin amcasının bir kutlamasına katıldık. Neyi kutladiklarini bilmiyordum. Neden çağırıyorlar, ne kutluyorlar diye sorduğumda Sebastian'da neyi kutladiklarini kimsenin bilmediğini söyledi.
Çok ilginç geldi bu durum bana ama beni de davet ettikleri için severek gittim davete. Davet Ren nehri kenarında bulunan bir saraphanede oldu. Hava çok güzel olduğu için dışarıya masalar dizilmişti ve ilk önce ayakta herkes sohbet ederek bir şeyler içti.
İsteyen şarap içti, benim gibi fazla alkol kullanmayanlar da bol bol üzüm suyu.
Sonra sevdiğimin amcası hanımı ile birlikte neyi kutladıklarını açıkladılar.
Sene içinde 4 çocuklarının doğum günleri geçmiş. Kendi doğum günleri geçmiş. Fakat bu anı yaşamak istiyoruz. Görüşürüz bir kaç gün sonra demek istemiyoruz. Şimdi görüşüyoruz demek istiyoruz dediler.
Hayatın bize bahş ettiği mutlulukları, çocuklarımızı, işlerimizi ve sağlıklı olmamızı kutlamak istiyoruz dediler.
Çok güzel bir konuşma oldu.
Sonrasında ayarlanan orkestra fransızca şarkılar söyledi. Nehir kenarında olmamız sanki bir tatil köyünde bir akşam deniz kenarında oturuyormusuz hissini verdi.
Bol bol deniz mahsulleri yedik. Güzel bir gün geçirdim. Bunlar da çektiğim fotoğraflar.
Sevgiler.





















Not: Fotograflari bir kameramla bir de cep telefonum ile cektigim icin birbirine benzerlik olabilir.

Minikler büyüdü







Bu minikleri hatirliyormusunuz?
Bu minikler geçen sene Aralık ayında dünyaya gelmişlerdi. Enistenizin evinde yaklaşık 7 hafta misafir kalmışlardı. Gazeteye anons verildikten sonra bu minikler yeni sahiplere kavuştu.

Bu gün bu miniklerin hepsi doğdukları eve dönüp annelerini ve ablalarını ziyaret ettiler.
Özel bir cins oldukları için gazete de geldi ve bol bol fotoğrafları çekildi. Yarın bir yerel gazetede yine ilk gün olduğu gibi haberleri çıkacak.

Bende en çok sevdiğim Beorn adını taşıyan minigi tekrar görme fırsatına kavuştum.

Tam ortada kalan BEORN




 
 



 
 Yoruldum ya, annemi de gördüm. Hadi eve gidelim.
Neden herkes bana bakiyor? Neden herkes benim fotografimi cekiyor? off
Benim de basima dikildiler kardes. Üzme kendini.


Eski Yazi: Minikler büyüyor

6/22/2013

Meşhur Kürek ve Mutlu Son

Evet sevgili okurlar. Blogumu takip edenler sevdiğimin benden doğum günü hediyesi olarak bir kürek istediğini hatırlarlar. Hatta ben bu Çin asker küreğini cinden ismarlamis yanlış küreğin gelmesi ile hüsrana uğramıştım.
Azimle mıçan duvarı deler hesabı enişteniz kürek sevdasından vaz geçmedi ve ilk fırsatta tekrar ısmarladı. 
Umarım bu sefer doğru kürek gelir dedik ve beklemeye başladık. 
Ben az önce buraya geldiğim de birde ne göreyim kürek gelmiş ve doğru olanı gelmiş. 
Gercekten çok ilginç bir kürek ve ben en çok Çin harfleri ile bezenmiş sapını beğendim. :) 

Twitterde tweet atınca canım kürek geldi diye canım arkadasım Pia hemen foto ? diye sordu. 
Evet efendim meşhur küreğimiz fotograflarını size sunuyorum. 
Ayrıca çantasını çok beğendim. 
Sevgiler. 









6/21/2013

Yardimci geldi hanim

Şimdi bilgisayarımı açıp mail kutumu kontrol ederken bloglovin'den bir mail gelmiş. Google Reader'den takip ettiğiniz blogları Bloglovin'e aktarmaniz için son 3 hafta diye.

Bende hemen ne olur ne olmaz, okudugum bloggerleri kaybetmeyeyim diye bloglovine giriş yapıp GFC'den okudugum arkadaşları aktardım.
Belki bazılarınız bunun nasıl yapıldığını merak ediyorsunuzdur.

Bloglovine giriş yapıyorsunuz, sonra sağ üstte bulunan fotografiniza basıp 'Settings' basıyorsunuz.
Açılan sayfada en aşağıda 'İmport blogs' tuşuna basıyorsunuz.
Sonra oradan 'Google Reader' basıyorsunuz.
Sonra size Google için kullandığınız üyelik ismini ve şifrenizi soruyor. Bunları da girdikten sonra onayliyorsunuz.

Böylece GFC'de bulunan tüm blogger arkadaşlarınızı aktarmış oluyorsunuz.
Umarım bu yazım birilerine yardımcı olur. Öptüm hepinizi.

Ha birde bloglovindeyseniz takibe alin ;)

6/19/2013

Bu kadarını hayal etmemiştim aslında

Boylu boyunca uzanınca yanında
Ve sen dokunmadan öyle dururken yanımda
Nefesinin sesini dinlerken
Aniden başını çevirip yeşil gözlerini kara gözlerime dikerken
Hayat güzel diyorum kendi kendime

Elini yüzümde gezdirdiğinde
Atan kalbimin hızlanması
Ve bir çocuk masumiyeti ile saçımın kokusunu içine çekmen
O an diyorum ki, doğru zaman

Ve ben böylece durmak istiyorum burada
Tüm olumsuzluklara, tüm yalanlara, tüm açılmış yaralara inat
Ve biliyorum ki güzel günler göreceğim dediğim anlarda
Bu kadar güzelini hayal etmemiştim aslında

6/17/2013

Yine Allah'ın krosu


Dün kardeşim facebookta dolanırken bir kız arkadaşımızın sevgilisinin paylaştıklarını okuyunca sinirlerim tepeme çıktı ve ben neden bu adamı silmedim bu güne kadar ya diye söylendim kendime. Hemen cep telefonumdan facebook uygulamasına girdim ve kendilerini sildim.
Böyle adamların birde üniversite okumuş olduğunu bilmek bir atasözünü anımsatıyor bana: 'Tahsil cehaleti alır, esseklik baki kalır'

Ona buna değilde, kız arkadaşımın hala gözlerinin acilmadigina aciyorum. Birde bu adamla bir gelecek kurmaya çalışıyor.
Adamin kendinden büyüğüne saygısı yok. Küfür dersen onda. Ağzı bozuk, büyük küçük dinlemiyor.
Elinden bira şişesi düşmez, şimdi Türkiye'de getirilen alkol yasağını destekliyor.

Birde zamanında bana Sebastian'la birlikteyim diye resmen bana 'sen sınavları gecesin diye onunla birliktesin, ailene söylesem ne olur?' demişti. Aslında sözü yatak konusuna getirmişti de, bende 'terbiyeni takın' demiştim.
Aklıma geldikçe cinnet geçiriyorum.

Bknz: Allahın Krosu birinci yazı
Bknz: Allahın Krosu ikinci yazı


6/14/2013

Kisa Kisa - Vol.2

 - Ben aslında bu gün evde kalmak istemiştim ama ofiste arkadasin yerine geçince 3 saatliğine ise gittim.

- Bu sabah trenler de gecikti, son dakikada yetiştim ofise bunun içinde çok sinirliyim aslında, hala sinirim geçmedi.

- Dönüşte Rossmann'a uğradım. Geçen hafta pazartesi yapılması için filim vermiştim hala gelmemiş, bundan sonra bir daha oraya vermem. DM'e devam.

- Bu gün aslında Sebastian'in anneannesi ile dedesinin seneyi devriyesi kutlaması var. Beni de çağırdılar, sınavlara çalışmam gerekiyor dedim ve o yüzden gitmedim. Eve geldiğimden beri ders çalıştın mi diye sorarmisiniz bana ... Evet çalıştım, ama su an bıkkınlık geldi, canım dantel örmek istiyor. Seneyi devriyesi kelimesini de 70 yasinda olan komsu teyzemizden biliyorum. Bildiginiz dogum günü iste.

- Gezi olaylarını takip etmeye devam ediyorum fakat Twitter'e girmek işkence gibi bu günlerde. Ortalık RT'den geçilmiyor. Bende önemli bilgileri RT ediyorum bu arada, etmiyorum değil.

- Elimde daha bir sürü okunacak kitap var ve her gün bir yenisi ekleniyor. Bari elimde bulunanları, ileride kendi evim olunca raflarda bulunması gerekmeyenleri internetten satayım dedim, doğru dürüst fiyata satamayacagim için elimde patladı.

- Acaba su köşede bulunan eski eşyalar satan yere mi versem kitapları? Belki de orada satılır. Veririm oraya bir euroya ver gitsin derim dükkan sahibine. Tamam da bu benden şimdi orada raf kiralama parası isterse, harcı borcunu ödemezse. Aman, of

- Kendime ufak kare şeklinde bir fotoğraf makinesi çantası almak istiyorum. Çok tatlı bir tane buldum Ebay'de. Fiyatı da makul fakat ben bu ay başka harcama yapamayacağım için alamıyorum :( Acaba bir sonraki aya kadar satılır mi? Satılmazsa ben alirmiyim? Alırsam bu sefer başka bir çanta görürsem içim gider mi? Sorular, sorular ...
Hatta bu konuyu Balik ile de konustuk, oda bu ay patlatmis cüzdani, bilmem kac tane analog kamera almis, vay amcamin haline ;) 

6/13/2013

Master

Biliyormusunuz, biraz tıkandım sanki. Günlerim yoğun geçiyor. Her gün ya derse gidiyorum, yada ofisteyim çalışıyorum. Eve geliyorum hemen haberleri açıyorum, yada anneme bu gün ne oldu bitti diye soruyorum. Gazeteleri karıştırıyorum.
Bu olan olaylar beni çok üzüyor. Umarım bir an önce Gezi'dekilerin istekleri yerine gelir ve ben bir elim yüreğimde acaba memleketimde bu gün ölen kalan varmı endişesi ile gezmem.
Bu blogu ilk açtığım günden sonra şöyle yazılarımı bir karıştırdım da, farkına varmadan burası gerçekten bir sevgi blogu olmuş. Sebastianla olan biten her şey neredeyse burada yazıyor.
Her önemli ani bir şekilde buraya kayıt ediyorum. Bu benim sevgi günlüğüm.
Beyefendi bir yıldır bir türlü yanaşmadığı master tezine sonunda başlıyor. Üniversiteye başvuru formunu doldurup verdi. Teze bakacak olan iki profesörden biri imzaladı, diğerinin imzasını bekliyoruz.
İki imzada bir araya geldikten sonra beyefendiyi yoğun ve yorucu 6 ay bekliyor. Böylece beni de tabiki. Yani kısacası Allahın izni ile 6 ay sonra masterini bitirmiş bir Sheldon olacak hayatımda. Zaman bize neler getirecek daha ...

6/08/2013

Bir dram hikayesi


Saat 21:10 telefon çalar.
- Alo, evdemisiniz? Biraz oturmaya gelecektik.
+ Tabi buyurun.

Saat 21:50 ben: bu saatte gelecek insan kaçta eve gidecek acaba?
Annem - Sus kız, yeni çay demledin mi?
Ben - Demledim. Gelsinler de içsinler. Bakın benim adım Su ise, kesin bir şey isteyecekler.

21:55 Misafir gelir.

Merdivenleri çıkarken gelen hanımın elinde bilgisayar. Bozulmuş. Şimdi taratiyorum, 400'den fazla virüs çıktı.

Evet efendim, bir bilgisayar mühendisinin dramını seyrettiniz.

6/04/2013

Ambulans sesi

Su an bulunduğum camın ofisinden ambulans sesi duyuluyor. Ambulans sesini hiç sevmem ben. 4 yıl önce annemi ilaç zehirlenmesinden az daha kaybederken ambulansta onunla birlikte hastaneye gidişim geliyor aklıma.
Ama bu gün aniden İstanbul geldi gözümün önüne. Kelimelerin anlamını yitirdiği zamanlar vardır. Bu zamanlar da o zamanlardan biri işte.

6/03/2013

Bu blogta direnis var


- Ne diyebilirim ki? - Üzgünüm.
- Ve ülkemde ki olaylar bitene kadar, insanlarim rahat edene kadar bu blogta yazi yazmayacagim.
Yazacagim belki fakat hepsi Gezi ile ilgili olacak.
Burasi özel günlügüm. Olurda yazmak zorunda hissedersem kendimi, yazilarimi yazip taslaga kayit edip, tüm olaylar bittikten sonra yayimlayacagim.

Sevgiler ...

6/02/2013

Bira ve Cola

Bir kaç günlük kaçamak yaptık sevdiğimle. Gezdik, yemek yedik, eğlendik. Saatlerce bir arada kaldık. Birbirimizin değerini daha çok anladık. Ailesi ile buluştuk. Keseleri birleştirip bira ve cola içtik, son ekmeğimizi paylaştık.


Bol bol kahve tükettik. Bol kahkahalı dakikalar yaşadık. Ve ben durmadan böyle ellerimle oynayan bir adama sahibim.