8/11/2012

Günce

Dün akşam bir hafta sonra dışarı çıkacağımı söylemiştim. Harika bir akşam geçirdim diyebilirim. Arkadaşım Katy beni kapıdan aldı ve buluşacağımız cafeye gittik. İlk biz gelmiştik ve geri kalan arkadaşlarımızı ve sevgilimi beklemeye başladık. Onlar geldikten sonra siparişlerimizi verdik. İanna ilk önce benim yemeğimi getirmelerini söyledi garsonlara. Ramazan ayındayız elinizi çabuk tutun dedi. Garson kız "Evet biliyorum, mutfakta çalışan arkadaşlarımızın hepsi müslüman" dedi.
Ben çekindim biraz tabiki. İlk önce benim içeceğimi getirdiler masaya, bir yudum alıp orucumu açtım. Sonra hamburger ısmarlamıştım sığır etinden ve yanına patates kızartması ile. Herkesin yemeği geldi ve garson kız benim tabağımı elime uzattığında "Çok afedersiniz, mutfakta ki arkadaşlar da müslüman olduğundan dolayı size birşey söylememi rica ettiler dedi. Hamburgerinizin eti bir önce domuz etinin kızartıldığı tavada kızartılmış, onun için yağlar karışmış olabilir. Bu sizin için sorun işgal ediyorsa, yenisini hazırlatacağız, temiz tava kullanacağız, ama sizi bekletmek zorundayız" dedi. Ben yeni kızartılmasını rica ettim ve beklemenin benim için sorun olmayacağını söyledim.

Garson kız elindeki tabağı mutfağa geri götürdü ve beş dakika sonra elinde ufak bir tabağın içinde iki lokma ile geri döndü. "Gerçekten çok özür dileriz, mutfaktakiler de üzgün, bu lokmaları ikram olarak sayın" dedi ve gitti.
Utandım aslında ve bir o kadar da mutlu oldum. Yabancı bir ülkede yaşadığınız zaman bazen bazı durumlarda çekinirsiniz. Fakat oturduğum şehrin müslümanlığa saygı duymasından, hatta bu kadar anlayışlı olmasından mutluyum. Kendimi burada evimde gibi hissediyorum. Lokmamın tekini de tabiki Sebastian çaldı :)
"Aşkım sen bundan sonra her gittiğimiz yerde oruç olduğunu şöyle, ben getirilenleri yerim" dedi. Yemeklerimizi yedikten sonra kahvelerimizi içip saatlerce sohbet ettikten sonra gece ikiye doğru evlerimize ayrıldık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder