5/21/2012

Günlük Endişeler


Geçen gün size bu yazımda H. arkadaşımın bu aralar rahatsız olduğunu anlatmıştım ve onun için endişelendiğimi söylemiştim. İş yerinden dolayı hastalandığını tahmin ettiğimi de söylemiştim ve bugün yine yanılmadığımı anladım. Dün telefonda sözleşmiştik yine bu sabah birlikte kahvaltı edip ondan sonra benim su meşhur ziynet eşyalarını bozdurmak için kuyumcuya gideceğimize.
Sabah otobüs durağında buluştuktan sonra yine H. ile doktorun yolunu bulduk. Doktordan çıktıktan sonra yine bir yol üstü cafesinde kahvaltı ettik, kahvemizi içtik ve sıgaramızı tellendirdik.
Oradan ayrı kuyumcuya gittik ve benim gümüşleri bozdurduk. Sonra H.nın işe gitme vakti geldi ve bana işe kadar eşlik etsene dedi, nasıl olsa şu an dersin yok. Allahtan tren biletimiz üniversite öğrencisi olduğumuz için bedavada, iki eyalet ve bir sürü şehirler arası gidip gelebiliyoruz.
Ona eşlik ettim. Çalıştığı şehirde istasyonda birlikte son sıgaramızı içerken bana teşekkür etti ve bugün daha bir içim rahat geldim bu yolu dedi. Su benim acilen yeni bir iş bulmam gerekiyor. İş yerindeki ortam güzel değil, herkes birbirinin kuyusunu kazıyor, geçen gün başka bir iş arkadaşını birden kapının önüne koydular dedi. Hergün buraya gelirken, acaba bugün başıma ne gelecek diye düşünerek geliyorum dedi. Bende bunu tahmin etmiştim zaten. O kadar kendine stres yapıyorki, iş yerine gidip gelene kadar hastalanıyor bu kızcağız ya. Eve döndüğünde bile ertesi gün tekrar aynı iş yerine gideceğini bilmek bile stres yapmasına sebep oluyor. Ne diyebilirim ki, Allah böyle ortamların böyle insanların, böyle iş sahibi memurların bin belasını versin.

H.dan ayrıldıktan sonra yine üniversiteye döndüm. 
Bir kaç saat ders çalıştıktan sonra saat 18:15 oldu ve sevgilimle buluştum. Oturduk bir kahve içtik, sohbet ettik. 
Dönerken el ele kuzene yakalanıyorduk az daha ama oda başka bir konu canımcım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder