Geçen gün size bu yazımda H.
arkadaşımın bu aralar rahatsız olduğunu anlatmıştım ve onun
için endişelendiğimi söylemiştim. İş yerinden dolayı
hastalandığını tahmin ettiğimi de söylemiştim ve bugün yine
yanılmadığımı anladım. Dün telefonda sözleşmiştik yine bu
sabah birlikte kahvaltı edip ondan sonra benim su meşhur ziynet
eşyalarını bozdurmak için kuyumcuya gideceğimize.
Sabah otobüs durağında buluştuktan
sonra yine H. ile doktorun yolunu bulduk. Doktordan çıktıktan
sonra yine bir yol üstü cafesinde kahvaltı ettik, kahvemizi içtik
ve sıgaramızı tellendirdik.
Oradan ayrı kuyumcuya gittik ve benim
gümüşleri bozdurduk. Sonra H.nın işe gitme vakti geldi ve bana
işe kadar eşlik etsene dedi, nasıl olsa şu an dersin yok.
Allahtan tren biletimiz üniversite öğrencisi olduğumuz için
bedavada, iki eyalet ve bir sürü şehirler arası gidip
gelebiliyoruz.
Ona eşlik ettim. Çalıştığı
şehirde istasyonda birlikte son sıgaramızı içerken bana teşekkür
etti ve bugün daha bir içim rahat geldim bu yolu dedi. Su benim
acilen yeni bir iş bulmam gerekiyor. İş yerindeki ortam güzel
değil, herkes birbirinin kuyusunu kazıyor, geçen gün başka bir
iş arkadaşını birden kapının önüne koydular dedi. Hergün
buraya gelirken, acaba bugün başıma ne gelecek diye düşünerek
geliyorum dedi. Bende bunu tahmin etmiştim zaten. O kadar kendine
stres yapıyorki, iş yerine gidip gelene kadar hastalanıyor bu
kızcağız ya. Eve döndüğünde bile ertesi gün tekrar aynı iş
yerine gideceğini bilmek bile stres yapmasına sebep oluyor. Ne
diyebilirim ki, Allah böyle ortamların böyle insanların, böyle
iş sahibi memurların bin belasını versin.
H.dan ayrıldıktan sonra yine
üniversiteye döndüm.
Bir kaç saat ders çalıştıktan sonra saat
18:15 oldu ve sevgilimle buluştum. Oturduk bir kahve içtik, sohbet
ettik.
Dönerken el ele kuzene yakalanıyorduk az daha ama oda başka
bir konu canımcım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder