Dün bir kaç saatin içinde hastalanmayi başarmış Su'dan selamlar blogcanlar.
Akşam eve gittim, bir titreme, bir üşüme dedim tamam hapı yuttun Su.
Hemen bir aspirin, bir kaynamış grip çayı ama yardımcı olmadı tabiki.
Bütün hafta ofiste çalışmak zorundayım. Mecbur kaltim geldim.
iş yerinde patronlarimdan biri sağolsun hap verdi ve boğaz ağrım için pastil.
Benim çalıştığım ofis binanın tam ortasında. Yani ayrı bir kapım yada girişim yok. Bir hotelin resepsiyonu (bu kelimeyi doğrumu yazdım, bilemedim şimdi) gibi düşünün.
öğrenci kimliklerin üzerinde dönemin başlangıç ve bitiş tarihi yazıyor. Bu tarihler arasında kimliğimizle toplu taşıma araçlarını ve trenleri ücretsiz kullanabiliyoruz. Dönem sonunda kampüste bulunan bir makineye öğrenci kimliğimizi sokuyor yeni dönemin damgasını bastırıyoruz. Neyse bu makina tamda benim çalıştığım ofisin yanında. Demin birisi geldi bende bir arkadaşa benzetip hasta ve iğrenç sesimle "Ufuuuuukkk" diye bağırdım.
Çocuk bana döndü. Güldüm merhaba dedim.
Çocuk merhaba dedi. Ay bir baktım Ufuk değil. Hiç tanımadığım adam. Rezil oldum yani.
Hastayım uğraşmayın :) Ayrıca ben bu çocuğa sinir oluyorum. Bir kaç yazı öncesinde bir arkadaştan bahsettim, gidecek o kro ile evlenecek dedim. işte bu kro, o kro. Ne bağırıyorsun sinir olduğun adama değil mi ama?
Not: İsim değiştirilmiştir
geçmiş olsun
YanıtlaSilTesekkür ederim.
SilGemiş olsun. benim de boğazlarım şişti. Ama çevremde herkes bu halde. Salgın bizi teğet geçmedi bu kez :)
YanıtlaSilSana da gecmis olsun o zaman canim benim.
Sil